Sporda İmgeleme ve İmgeleme Kuramları

 Sporda İmgeleme

Sporda imgelemenin sportif performansa ne gibi katkılar sağladığı ve bunu nasıl sağladığı açıklanmaya çalışılacaktır. Konuya hayal etmeyle girilmesinin nedeni de imgeleme kavramının TDK sözlüğünde “tahayyül etme” yani hayalinde canlandırma olarak tanımlanmasından dolayıdır. Gerçekten de imgeleme hayal etme midir? Bu soruya yanıt ararken konunun anlaşılabilmesi için imge ve imgeleme kavramlarının açıklanması gerekli olacaktır.

İmge ve İmgeleme

 TDK sözlüğünde imge, “zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, hayal, hülya” olarak tanımlanırken Wikipedia’da “dış dünyanın kişinin zihnindeki temsilidir” şeklinde tanımlanmaktadır. Yani duyu organları ile algılanana nesne, olay veya olguların bir anlamda kopyalarının zihinde canlandırılmasıdır. Görüleceği gibi bu iki tanım arasında belirgin fark vardır. İlkinde imge/imgeler gerçeklikle ilgisi olmayan, zihinde tasarlanan bir şey, ikincisinde imge/imgeler dış dünyada bulunan geçeklikler ve biz bunları zihnimizde canlandırmaktayız. Aslında ilkçağ filozoflarından başlayarak günümüzde dâhil olmak üzere imge; olay, olgu, nesne gibi gerçekliklerin zihindeki izleri olarak tanımlanmaktadır. Örneğin imgeyi Platon, gerçekliğin yansıması, Epiküros ve Demokritos, maddesel, Descartes zihinsel süreçlerle beyin içinde kalan izler olarak tanımlamışlardır. Yine sanat, büyük oranda yaratıcılığa dayansa bile İmge, sanatsal olarak temsil edilirken bunun gerçeklikle ilişkili olmasına vurgu yapılmaktadır.

Literatürde imgeleme ile eş anlamlı olarak kullanılan pek çok terim vardır. Bunlara mental (zihinsel) çalışma, bilişsel çalışma, visiomotor antrenman, görselleştirme, idiomotorik, kapalı çalışma örnek olarak gösterilebilir. Ama genelde zihinsel çalışma ile en sık eş anlamlı olarak kullanılan imgeleme olmaktadır.

Spor psikolojisinde imgeleme genelde görselleştirme ile eş anlamlı olarak düşünülmüştür. Örneğin Morris, Spittle ve Watt imgeleme ilgili yapılan tanımların “fiziksel olarak bulunmayan şeylerin zihinde canlandırılması, ifade edilmesi ” şeklinde veya buna yakın tanımlarla yapıldığını belirtmektedirler. Yine imgelemenin “görselleştirme”, “zihinsel resim”, “zihnin gözü” şeklinde tanımlanmasının yalnızca görsel duyuyla ilişkiliymiş gibi yorumlanmasına neden olduğunu vurgulamaktadırlar. Yani imgeleme sırasında yalnızca görsel değil koku, tat vb. diğer duyuların da yaşanılması söz konusudur. Morris ve Arkadaşları’nın araştırmaları sonucu bir araya getirdikleri imgeleme ilgili yapılan belli başlı tanımlar şöyledir:

• Var olmayan nesne ve olayların zihinsel tasviri-canlandırılması.

• Fiziksel olarak bulunmayan şeylerin zihinsel olarak canlandırılması.

• Zihinde bir yaşantının canlandırılması ya da yeniden canlandırılması için tüm duyuların kullanılması.

• Algısal alanımızda sürekli veya geçici olarak bulunmayan bir nesnenin fiziksel özelliklerini çağrıştıran psikolojik aktivite.

İmgelemeyi Açıklayan Kuramlar

Psikonöromusküler Kuram

Hareketin imgelenmesi hareketin doğrudan kendisinin yarattığı uyaranları yaratmaktadır. Ayrıca bir şeyin zihinde düşünülmesi ya da canlandırılması kişinin kontrolü altındadır. Bunu ilk kez 1894 yılında Carpenter keşfetmiş ve adına da “Carpenter etkisi” denmiştir. Daha sonra bu isimlendirme ideo-motor ilke olarak değiştirilmiştir. Bu kurama göre fiziksel çalışma sırasında belli bir nöromusküler yoldaki nörotransmitter (vücuttaki sinirsel iletiyi sağlayan organizmanın kendi ürettiği kimyasallar) maddeler uyarıldığında, bu yol boyunca bu kimyasal maddeler salınmakta ve bir transmission (geçiş) gerçekleşmektedir. Transmisyondan sonra, transmitter maddeler bu sinirsel yol boyunca bir süre kalmakta ve aynı beceri tekrarlandıkça, önceki uyarıların biriken etkisiyle bir kolaylık sağlanmaktadır. Dolayısıyla herhangi bir beceriyle ilgili imgesel çalışmada bulunulması, aynen fiziksel çalışmada olduğu gibi nöromusküler (sinir-kas) aktiviteyi harekete geçirmektedir.

Sembolik Öğrenme Kuramı

İkinci kuram olan sembolik öğrenme kuramı Sackett tarafından geliştirilmiştir. Amerikan Psikoloji Derneği (APA) Psikoloji Sözlüğünde sembolik öğrenme kuramı “performans geliştirmede imgelemenin nasıl çalıştığını açıklayan bir kuram olup, imgeleme bir eylemi gerçekleştirmek için ne yapılması gerektiğinin zihinsel kopyasını yaratarak bir kodlama sistemi geliştirmekte ve bu kodlama sistemini iyileştirmektedir” şeklinde açıklanmıştır. Yani motor beceriler ya da fiziksel hareketler de sözel beceriler gibi zihinsel kopyalar olarak sembolik olarak kodlanmaktadır. İmgelemede bulundukça bu kopya güçlenmekte ve motor beceri daha kolay uygulanır duruma gelmektedir. Sembolik öğrenme kuramı doğası gereği daha bilişsel olan görevlerin, daha motorsal olan görevlere göre daha kolay imgelendiğini öne sürmektedir.

Biyobilgisel Kuram

Biyobilgisel (bioinformational) kuram imgelemenin psikofizyolojik açıklanmasıdır. Yani diyelim ki öfke, psikolojik bir kavram olup güçlü bir duygu olarak anlatılırken bu duygunun nasıl ortaya çıktığı, beynin hangi bölümünün öfkeden sorumlu olduğu da araştırılmaktadır. Kuramı geliştiren Lang’a (1979) göre zihinsel imgeler beynin bilgi işleme sürecinin ürünleridir. Bir imge iki bilgi içerir. İlki imgelenen durumda var olan ya da kişiye sunulan uyaranın içeriği ya da özellikleriyle ilgili bilgi.

Biyobilgisel kuramda imgeleme, hem imgelemede bulunacak kişiye sunulan uyaranları hem de imgelemede bulunan kişinin fizyolojik ve duygusal tepkilerini içermektedir.

Üçlü Kodlama Kuramı

Ahsen (1984) biyobilgisel kuramı genişleterek üçlü kodlama kuramını geliştirmiştir. Biyobilgisel kuramdaki uyaran sunulması ve tepki özelliklerine uyaranın anlamı adı altında üçüncü bir bileşen eklemiştir. Üçlü kodlama kuramındaki üç bileşen, bileşenin İngilizcedeki ilk harflerinin yan yana getirilmesiyle oluşturulmuş ve imgelemenin ISM’si (Image-imge- kelimesinin I’sı. Somatic tepkinin S’si ve meaning of image-imgenin anlamının M’si) olarak da ifade edilmiştir. Kurama göre kişiler imgelemede bulunurlarken kişilerin geçmiş yaşantıları, imgelemede önemlidir. Bu nedenle iki kişiye aynı imgeleme talimatları verilse bile her iki bireyin de aynı imgeleme yaşantısını oluşturmaları olası değildir. Çünkü aynı imge herkes için aynı anlama gelmeyeceği gibi aynı öneme de sahip değildir.

İmgelemenin Spor Psikolojisinde Kavramsallaştırılan Modelleri

İmgeleme kuramlarından sonra bazı araştırmacılar imgelemenin uygulanabilir olmasıyla ile ilgili bazı modeller geliştirmişlerdir. Modeller gerçek sistemlerin basitleştirilmesi, kavramlaştırılması ve temsil edilmesidir. Aşağıda spor ortamında sıklıkla vurgulanan modellerden üçü anlatılmıştır

Paivio’nun Sporda İmgeleme Kullanımının Uygulamalı Modeli

Paivio’nun sporda imgeleme kullanımı ile ilgili geliştirdiği uygulamalı modeli iki boyutludur. Bu boyutlardan birisi bilişsel boyut diğeri de motivasyonel boyuttur. Her bir boyut da genel ve özel (spesifik) olmak üzere iki düzeyde işlem görür (Paivio, 1985). Dolayısıyla Paivio’nun modeli 2x2 lik bir imgeleme modelidir (bilişsel genel-bilişsel özel X Motisyonel genel-motivasyonel özel).

PETTLEP Modeli

PETTLEP bir akronimdir. Akronim, birkaç kelimenin baş harflerinin birleşmesiyle meydana gelen kelimedir. Örneğin TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi) örneğinde olduğu gibi. PETTLEP de; Physical (fiziksel), Environment (çevre), Task (görev) , Timing (zamanlama), Learning (öğrenme), Emotion (duygu) ve Perspective’in (görüş-bakış açısı) akronimisidir. Bu bileşenler şunları ifade etmektedir.

Fiziksel: Becerinin uygulanması sırasında giyilen kılık kıyafet, varsa kullanılan malzemenin (eldiven, raket vb) imgelenmesi.

Çevre: Becerinin uygulanacağı ortamın (salon, ring, pist vb.) imgelenmesi.

Görev: Uygulanacak görevle imgelenen görevin bire bir aynı olması ve uygulama sırasındaki uzmanlık düzeyinin de yüksek olduğunun imgelenmesi.

Zamanlama: Becerinin gerçek uygulanma zamanıyla, imgelenmesi zamanının aynı olması.

Öğrenme: İmgeleme becerinin öğrenilmesi ve becerinin ince formunun sağlandığını içermelidir.

Duygu: Becerinin uygulanması sırasında yaşanan uyarılmışlık ve duyguların imgeleme sırasında yaratılması

Bakış açısı-görüş-perspektif: Kişinin, becerinin uygulamasını imgelerken 1. ya da 3. kişi olmayı mı benimsediğini anlatır. Yani beceriyi tüm duyguları yaşayarak kendisi uygulamaktadır (1. Kişi) ya da kişi kendi filmini izlemektedir. Bir başka ifade ile kendini bir beceriyi uygularken kenardan izlemesi şeklinde (3. kişi).

İmgeleme Kullanımının 4 W Modeli

İmgelemenin bu modeli de PETTLEP gibi akronimdir. İngilizcede W ile başlayan 4 kelimenin 4W olarak kısaltılmasıdır. Bu 4W Where (nerede), When (ne zaman), Why (niçin) ve What (ne) dir. Bunları kısaca açıklayacak olursak:

Nerede: İmgelemenin nerede kullanıldığı sorusuna verilecek yanıt, imgelemenin antrenman ve yarışmalarda kullanıldığıdır. İmgelemenin motor beceri öğrenimini kolaylaştırdığı ve becerileri geliştirdiği için antrenmanlarda daha sık kullanıldığı düşünülse de araştırmalar yarışmalarda daha fazla kullanıldığını göstermektedir.

Ne zaman: İmgeleme yarışma öncesi, sırası ve yarışmadan hemen sonra kullanılmaktadır. Antrenmanla ilgili olarak da sporcular antrenman sırasında daha fazla imgelemede bulunmaktadırlar.

Niçin: İmgelemede niçin bulunulduğu sorusuna çeşitli yanıtlar vermek olasıdır. Bunlara motor becerilerin öğrenilmesi, geliştirilmesi, motor becerinin otomatik hale getirilmesi ve mükemmelleştirilmesi, yarışmalarda dikkatin sürdürülmesi, motivasyonun artırılması, kendine güven ve yeterliğin artırılması, kaygı ve uyarılmışlığı idare etme ve eğer bir spor yaralanması yaşanıyorsa, bu yaralanmanın rehabilitasyon sürecinde tedaviyi kolaylaştırılmada kullanılması örnek olarak verilebilir.

Ne: Sporcu ne imgeler? Bir voleybolcu belki rakip bloğun üstünden smaç vurduğunu imgeler. Bir tenisçi belki iyi bir servisten sonra fileye gelip güzel bir voleyle sayı aldığını imgeler. Bunun gibi örnekleri çoğaltmak olasıdır. Bu örneklerin ortak noktası imgelemenin “içeriğini” anlatıyor olmasıdır. Ne ve niçin birbiriyle karıştırılmamalıdır. Niçin, imgelemenin işleviyle ilgiliyken ne, imgelemenin içeriğiyle ilgilidir.

İmgelemenin Etkisi

Motor beceri kazanımında zihinsel uygulamanın etkililiğini araştıran birçok deney, benzer deney düzeniyle yapılmıştır. Biçimsel olarak birinci gruba bir görev için fiziksel uygulamada bulunma olanağı verilir, diğer grup birinci gruptaki gibi aynı sayıdaki denemeleri zihinsel olarak uygular; üçüncü grup kontrol grubudur ve bu gruptaki denekler görevi ne fiziksel ne de zihinsel olarak uygulamazlar. Genelde fiziksel uygulama, zihinsel uygulama ve uygulamada bulunmama koşullarının karşılaştırılması sonucunda fiziksel uygulamada bulunmanın diğer iki koşuldan daha iyi olduğunu göstermiştir. Ama zihinsel uygulamanın da hiç uygulamada bulunmamaktan daha iyi olduğu belirlenmiştir.

Becerinin fiziksel olarak çalışılması becerinin imgelenmesinden ve becerinin imgelenmesi becerinin hiç çalışılmamasına göre daha iyi performansa neden olmaktadır. Bir motor becerinin uygulanması sırasında uygulamada bulunan kişiye sağlanan beceri ile ilgili bilgilerin kaynağı farklı olabilir.

Simonsmeier ve Arkadaşları tarafından 2020 yılında yapılan araştırmadaki meta analiz (aynı konuda belli bir tarihe kadar yapılan tüm araştırmaları bir araya getirerek yapılan istatistiksel bir analiz) sonuçları da motor becerilerin fiziksel olarak çalışılmasının imgelemeden, imgelemenin hiç çalışmamadan ve fiziksel çalışma+imgelemenin fiziksel çalışmadan daha iyi olduğunu göstermiştir.

İmgeleme Tarzları ve İmgelemenin Yaşanış Biçimi

Organizmanın içinden gelen bilgi proprioceptive ya da kinestetik bilgi olarak ifade edilir. Bu bağlamda imgeleme tarzları ya da şekilleri ikiye ayrılır. İlki görsel imgeleme, ikincisi de kinestetik imgelemedir. İmgeleme yaşanış biçimine göre de içsel ve dışsal imgeleme olarak ikiye ayrılır.

Görsel imgeleme ve Kinestetik İmgeleme

Amerikan Psikoloji Derneği (APA) sözlüğünde görsel imgeleme “zihinde resimlere sahip olma duyusunu içerir. Bu tür görüntüler, daha önceki görsel deneyimlerin anıları veya imgelemeyle oluşturulan sentezlerdir” (APA Dictionary Psychology,2021). İmgeleme ile ilgili literatürde görsel imgeleme hareketi görmekle eş anlamlı ele alınmaktadır. Ama bir hareket nasıl görünür? Daha doğrusu bir hareket tek bir kareye nasıl sığdırılır? Eğer hareket voleybolda servis atma örneğinde olduğu gibi birkaç bileşenden (parçadan) oluşan bir hareketse bu parçalar tek tek mi, peş peşe mi ya da video görüntüsü gibi mi zihinde görülmesi gerekmektedir.

İçsel ve Dışsal İmgeleme

İçsel imgelemede bulunan kişi ya da sporcu bir eylemi, beceriyi uygulayanın kendisi olarak yaşadığı durumdur (1. Kişi yaklaşımı). Yani içsel imgelemede kişi kendi bedeninin içerisindedir. Dikkat ettiği durumları görür, fakat kendi bedenini görmez. Becerinin gerçekte uygulanması sırasında yaşadığı duyumlar imgeleme sırasında da yaşanır. Yani kişi gerçek yaşamda yaşadığı bir duyuyu o anda nasıl kodlamışsa imgeleme sırasında da aynı durumu yaşamaktadırlar. Dışsal imgelemede kişinin kendini televizyonda izlemek gibi, dıştan bir gözlemcinin bakış açısından görmesidir (3. Kişi yaklaşımı). Kendimizi kenardan yine kendimiz izlerken bu izlemeyi önden, arkadan, yanlardan, üstten yapabiliriz. Dolayısıyla dışsal imgeleme becerinin geliştirilmesi ve mükemmelleştirilmesinde önemlidir. Çünkü becerinin nasıl uygulandığı her yönden (açıdan) görülebilmektedir. Ama yapılan çalışmalar içsel imgelemenin dışsal imgelemeden daha etkili olduğunu göstermiştir.

İmgeleme Yeteneği

İmgeleme yeteneğinde de daha yetenekli olan sporcuların imgelemeden daha fazla yararlanacağı açıktır. İmgeleme, imgelerin oluşturulması, sürdürülmesi ve dönüştürülmesini içerirken kişinin bu süreçlerin her birini gerçekleştirmedeki yeterliliği onun imgeleme yeteneğini ifade eder.

İmgeleme yeteneğinin iki boyutu vardır. Bunlar canlılık ve kontrol edilebilirliktir. Canlılık, imgelemenin çok net ve belirgin olmasının yanı sıra ayrıca duyusal olarak da zengin olmasını anlatmaktadır. İmgelemenin kontrol edilebilirlik boyutu imgenin kişinin zihninde kolaylıkla ve doğru bir şekilde dönüştürülebilmesini anlatır.

İmgelemeyi Etkileyen Faktörler

İmgelemeden en fazla yararı elde edebilmek için imgelemeyi etkileyen faktörleri bilmek ve bu faktörlere dikkat etmek gerekmektedir. Bu faktörlerin sayısı fazla olmakla birlikte burada yalnızca belli başlı faktörler üzerinde durulacaktır.

İmgelemenin Hızı

İmgeleme çalışmalarında dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, imgelenen becerinin fiziksel olarak uygulandığı hızda imgelenmesidir. Yani bir beceri fiziksel olarak hangi hızda uygulanıyorsa o hızda da imgelenmelidir. Aksi takdirde bir becerinin uygulanması gerektiği hızdan daha yavaş olarak imgelenmesi, beceriye ilişkin davranım örüntülerinin belirgin olarak değişmesine neden olmaktadır.

İmgelemede Bulunanın Beceri Düzeyi

Beceri düzeyi yüksek ve düşük sporcuların imgeleme sıklıkları karşılaştırıldığında beceri düzeyi yüksek sporcuların daha sık imgelemede bulundukları belirlenmiştir. Diğer taraftan beceri düzeyi düşük sporcuların ya da spora yeni başlayanların becerilerin öğrenilmesi ve becerilerin geliştirilmesi için imgelemeyi daha sık kullanmaya teşvik edilmesi önerilmektedir. İmgelemenin beceri düzeyi ile ilişkilendirilmesinin bir nedeni, beceri düzeyi yüksek olan sporcuların becerilerin uygulanmasını sağlayan ve kolaylaştıran beceri özelliklerine daha aşina (bildik) olmalarıdır. Dolayısıyla becerili sporcular becerinin her ayrıntısını bilmelerine karşın yalnızca becerinin en önemli, can alıcı noktalarını imgelemektedirler.

İmgelemede Bulunanın Yaşı

Bilindiği gibi gelişim psikolojisi insanın motorsal, duygusal ve bilişsel gelişimiyle ilgilenir. Çevremizde motorsal (fiziksel) olarak gelişmiş ama yaşı oldukça küçük çocuklar görmüşüzdür. Ama bu onların bilişsel olarak da gelişmiş oldukları anlamına gelmemektedir. Dolayısıyla çocuklar 14 yaşına gelene kadar yetişkinlerin yaptığı imgeleme çalışmasının benzerini yapamamaktadırlar. Çünkü imgeleme çalışmasında bulunabilmek için gerekli olan bilişsel gelişimlerini 14 yaşlarında tamamlıyor görünmektedirler.

İmgeleme Yeteneği

Yukarıda imgeleme yeteneği açıklanırken imgeleme yeteneği daha yüksek olan sporcuların, imgeleme yeteneği düşük olan sporculara göre imgelemenin yararlarından (ki 4W modeli anlatılırken “niçin” de açıklanmıştı) daha kârlı çıkacaklarını belirtmiştik. Yine imgelemedeki canlılık ve kontrol edilebilirlikte iyi olmak imgeleme yeteneğinin de yüksek olması anlamına gelmektedir.

İmgelemenin yararlı olması için üç öneri

• İmgeleme çalışmasına başlarken bedenin gergin ve zihnin karmaşık olmaması gerekmektedir. Eğer böyle bir durum varsa önce bir gevşeme uygulaması yararlı olacaktır.

• İmgeleme sırasında becerinin fiziksel uygulamasında yapılan hatalar ve başarısız uygulamalar imgelenmemelidir.

• İmgeleme becerisini geliştirmek için ilk imgeleme çalışmalarına sessiz, sakin, dışsal uyaranlardan uzak ve rahat bir ortamda başlayarak bu sürecin antrenmanlar öncesi, sırası, yarışma öncesi, sırası ve sorasına ilerletilmesi uygun bir sıra olacaktır.

Yorum Gönder

Daha yeniDaha eski