Kaygı ve Stres
Kaygı yüksek düzeyde ya da yoğun yaşandığında etkileri
olumsuzdur. Yoksa kaygı duymak bir anlamda yaşamımızın sigortasıdır. Kaygı
gerçekten de zararlı mıdır sorusuna yanıtımız “evet” olursa buna bir ek
yapmamız gerekecektir ki o da “eğer yüksek düzeyde ya da yoğun olarak yaşanırsa
kaygı zarar vericidir”. Kaygı; endişe, tedirginlik, gerginlik ve korku
duygularına yüksek uyarılmışlığın eşlik ettiği negatif duygu durumu olarak
tanımlanır.
Sürekli ve Durumluk Kaygı
Sürekli kaygı bir kişilik özelliğidir. Durumluk kaygı
ise kişinin bir duruma nasıl tepki verdiğiyle ilgilidir. Kaygının bilişsel ve
Somatik bileşenlere sahip çok boyutlu olduğu görüşü ağırlık kazanmıştır.
Çok boyutlu kaygı yaklaşımını bazı yazarlar
sürekli-durumluk kaygı yaklaşımını tek boyutlu bularak kaygının nedenleri
hakkında pek bir şey söylemediğini belirtip kaygıya çok boyutlu yaklaşılmasının
daha doğru olacağını öne sürmüşlerdir.
Bilişsel kaygının sporcunun performansına etkisi her
zaman olumsuzken, somatik kaygının performansa etkisi ters-u şeklindedir.
Sürekli-Durumluk Ve Bilişsel – Somatik Kaygının Ölçülmesi
Sürkekli-Durumluluk ve Bilişsel-Somatik Kaygının ölçülmesi için şu envanterler kullanılır. Spielberger'in Durumluk-Sürekli
Kaygı Envanteri (STAI), bilişsel ve somatik kaygıyı da ölçmek için Martens'in
Yarışma Durumluk Kaygı Envanteri (CSAI ve CSAI 2), yine Martens'in spor
Yarışması Kaygı Testi (- SCAT) gibi envanterler de kullanılmaktadır.
Kaygının Azaltılmasında Kullanılan Teknikler
Kaygının azaltılmasında kullanılan teknikler somatik kaygıda; kastan zihine, bilişsel kaygıda ise zihinden kasa gevşeme tekniklerini içerir.
Stres Ve Stres Tepkisi
Stres kavramının sahibi, ilk kullanan kişi Hans
Selye’dir. Stres uzun sürdüğünde organizma tepkisini üç evrede gösterir.
Bunlar alarm evresi, direnme evresi ve tükenme evresidir. Alarm evresi,
algılanan tehdide bağlı olarak adrenalin ve noradrenalinin kandaki düzeyinin
artması evresidir. Direnme evresi her iki hormonun kandaki yüksek
seviyeyi koruması evresidir. Tükenme evresi ise organizmanın iki hormonun
kandaki yüksek düzeyleri nedeniyle hep tetikte olması ve enerji rezervlerinin
tükenmesi sonucu organizmanın çökmesidir. Unutulmamalıdır ki kişide
stres yaratan bir durum diğer kişide stres yaratmayabilir.
Stres yaratan faktörler (stresörler)
Merriam –Webster sözlüğünde stres tepkisi oluşturan
uyaranlar stresör olarak tanımlanmaktadır.
Dışsal stres yaratan faktörler
• Aşırı uyarmaya neden olan duyusal girdilerdeki, örneğin ışık, ısı, ses, titreşim gibi değişiklikler veya görme, işitme, dokunma vb. duyulardan yoksunluk.
• Elektriksel, termal, kimyasal, mekanik uyaran veya lezyonların neden olduğu ağrı uyaranı.
• Tehlikenin gerçek olduğu ya da sezildiği durumlar. Örneğin
paraşütle atlama, kazalar, ameliyatlar, kavga durumları.
Birincil gereksinmelerin yoksunluğunun neden olduğu uyaranlar
• Yiyecek.
• İçecek.
• Uyku.
• Egzersiz ve aktivite.
• Sabit ısı
Uygulamada stres yaratan faktörler
• Aşırı talepler; örneğin zaman baskısı altında çalışma, belli bir zaman diliminde yerine getirilmesi gereken işler.
• Çok düşük talepler; örneğin monoton görevler.
• Uygulama durumlarında başarısızlık, işten hoşlanmama,
sınavlar.
Sosyal yönden stres yaratan faktörler
• Toplumsal yalnızlık.
• Kişiler arası çatışmalar.
• Alışkanlıkların değişmesi.
• Eşinden boşanma.
Diğer stres yaratan faktörler.
• Çatışma (çeşitli seçenekler arasında karar vermede güçlük).
• Gelecekteki
olaylarla ilgili belirsizlik.
Sporda stres yaratan faktörler
• Seyircinin tepkisi.
• Dalmada işitsel yoksunluk.
• Yüksek risk sporları (dağcılık, serbest dalış, paraşütçülük, motor yarışları)
• Yaralanma riski.
• Yaralanmadan sonra spora dönüş.
• Diğer ülkelerdeki yarışmalarda saat farkı, iklim değişikliği ve farklı yemekler.
• Koçla olan çatışmalar.
• Takım arkadaşları ile olan çatışmalar.
• Aile ve okuldaki çatışmaların spora yansıması.
• Spordaki karmaşık hareketler sırasında karar vermedeki çatışmalar
Sporda stres yaratan faktörler yarışmadan, sporcunun
kendisinden ve içinde bulunduğu spor organizasyonundan kaynaklanmaktadır.
Stresin belirtileri
Stresin fiziksel belirtileri.
Esas olarak artmış adrenalin düzeyine bağlı olarak görülen belirtilerdir.
• Artmış kalp atım hızı
• Terlemenin artması. Soğuk ve ıslak deri
• Karın ağrısı
• Hızlı nefes alıp-verme
• Kas gerginliği
• Ağzın kuruması
• Tuvalete gitme
isteği
Stresin zihinsel (bilişsel) belirtileri
• Endişe
• Konfüzyon (şaşkınlık),
• Konsantre olamama
• Karar vermede güçlük
• Kendini hasta ya da değişik (acayip) hissetme
• Kendini kontrol dışı ya da
bunalmış hissetme
Stresin davranışsal belirtileri
• Hızlı konuşma
• Sinirli tavırlar; tırnaklarını yeme, ayağını ard arda sık bir şekilde yer vurma, sık sık göz kırpma, kas seğirmesi
• Kaşları çatma
• Esneme
Stresin iki şekli
Selye’ye göre
stresin iki şekli bulunmaktadır. Bunlardan birisi “iyi stres (östres)”, diğeri
de “kötü stres (distres)”.dir. İyi stres bizi olumlu etkilerken kötü stres
olumsuz etkilemektedir.
Süreç Olarak Stres Eğer
Yalnızca dışsal uyaranlar ya da durumlar stresör
olarak algılanırsa, durumun gerektirdikleriyle (talebi ile), kişinin bu talebi
yerine getirmesi ya da başarma davranışı arasında bir uyumsuzluk var demektir.
Bu noktada McGrath'ın stresi bir süreç olarak gören tanımına gideriz ki McGrath
, “çevresel talebi karşılamadaki başarısızlık önemli sonuçlara neden olduğunda
taleple, davranım yeteneği (başa çıkma) arasındaki dengesizlik stres olarak
tanımlanır” demektedir.
Stres, süreç olarak ele alındığında bu süreçte dört
evre görülür. Bunlar, çevresel talep, çevresel talebin algılanması,
fiziksel ve psikolojik tepki ve davranışsal sonuçlardır. Her çevresel talebin
mutlaka hem psikolojik hem de fiziksel talebi içermesi gerekmez. Stres,
durumluk kaygı tepkilerinin ortaya çıkmasına neden olduğundan kaygının
düzenlenmesinde kullanılan teknikler stresin düzenlenmesinde de
kullanılmaktadır.