Covid-19 Salgınının Sağlık Çalışanları ve Diğer Sektörler Üzerindeki Etkileri

 

Covid-19 Salgını

Dünya genelinde yaygın bir Pandemi oluşturan Covıd-19 salgını yaşamı ciddi anlamda tehdit etmeye devam etmektedir. Aralık 2019 yılında Çin’in Hubei eyaleti Wuhan kentinde başlayan bu hastalık hakkında elde edilen bilgiler sürekli değişirken, hastalığın hızlı bulaşma şekli, hasta ve ölüm sayılarını sürekli arttırmaktadır. Virüse bağlı hastalığın nedeninin tam olarak bilinememesi, virüsün kontrol altına alınamaması ve dünyadaki bütün bireylerin potansiyel risk altında olması salgını küresel bir travmaya dönüştürmüştür. İçinde yaşadığımız zaman diliminin riskleri büyüktür ve bu risklerin de en tehlikeli olanı, hızlı ve etkili bir şekilde yayılarak bütün dünyayı etkisi altına alabilen salgın hastalıklardır. Dünya, gittikçe salgın hastalıklar açısından büyük bir risk alanı hâline gelmekte ve bütün dünyada korku tünelleri oluşturarak güvenlik duygusunu aşındırmaktadır (Üstün ve Özçiftçi, 2020, s.142). Görüldüğü gibi Covid-19 salgınının bütün dünyayı etkisi altına almaya başlamasıyla birlikte; “salgının sadece sağlık sistemini değil, yaşamın bütün boyutlarını etkileyeceği”, “salgın sonrasında hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı” ve “yeni normallerle yaşamaya devam edileceği” gerçeğini göz önüne sermiştir (Üstün ve Özçiftçi, 2020, s.142). Bu nedenle, bu salgının; sadece tıbbi boyutla sınırla kalmayacağı, sosyokültürel, etik ve ahlâk, hukuk, eğitim, turizm, ekonomi, tarım, halk sağlığı açısından olumsuz etkileri olduğu belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır. Çıkış noktası bu olan bu makalede, Covid-19 salgınının başta Sağlık Sistemi, Sağlık Çalışanları, Eğitim Sistemi, Ekonomi Sektörü ve Sosyal Yaşam etkileri üzerine değerlendirmeler yapılacaktır. 


Türkiye’de Sağlık Alt Yapı Çalışmaları 

Türkiye’de son yirmi yıllık süreçte hükümetlerin hayata geçirdiği sağlık reformları, sağlık altyapısına ve ilaç sanayisine yapılan yatırımlar, şehir hastanesi konseptinde hastane komplekslerinin inşası salgın sürecinin yönetilmesinde büyük bir imkân sağlamıştır 

COVİD-19 Salgınının Sağlık Çalışanları Üzerindeki Etkileri 

2019 yılı sonlarına doğru Çin’de ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkisi altına alan Covıd-19 virüsü, birçok alanda kendini hissettiriyor. Riskin derin boyutları evvela sağlık sistemlerini ve çalışanlarını etkisi altına aldı. Ülkemiz sağlık çalışanları Nisan 2020 ‘enfekte ve ölüm’ demografik veri raporlarına bakıldığında bir milyon sağlık çalışanımız içinde ne yazıkki 7 bin 428 kişi enfekte olmuş, ortalama vaka oranı ise yüzde 6,5’e yakın görülmekte. Yine Eylül 2020 verilerine baktığımızda enfekte olan sağlık çalışanı 29.865 olarak bildirilmiştir. 12 Eylül 2020 tarihi itibarı ile Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının sayısı 85’e ulaşmıştır. Bunların 41’i (%48,2) hekimdir. Diğer taraftan Dünya çapında baktığımızda en fazla etkilenenler yine sağlık çalışanları olmuştur. Örneğin Birleşik Krallığında 30 hekimden 1/3 Aile hekimi, 4 Nisan 2020 tarihindeki bildiriye göre İtalyada hayatını kaybeden hekim sayısı 151, hemşire sayısı ise 40’dan fazla. Dünyada sağlık çalışanlarının Covıd-19 Pandemisine bağlı ölümleri konusunda sistematik bir takip sistemi olmamakla birlikte Amnesty International’ın derlediği verilere göre 79 ülkede 3000’den fazla sağlık çalışanının Covıd-19 nedeniyle hayatını kaybettiği bilinmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde 1000’den fazla sağlık çalışanı (260’dan fazla hemşire) Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetmiş, 90.000 sağlık çalışanı enfekte olmuştur. İlgili makale için tıklayınız.

COVİD-19 Salgını ve Eğitim Sistemi

Dünyadaki bütün ülkeler devam eden Covıd-19 salgını nedeniyle oluşan yeni durumlarla mücadele etmekte, eğitim yöneticileri öğrencilerin eğitim ihtiyaçlarını çevrimiçi platformlar ve uzaktan eğitim çözümleri aracılığıyla karşılamak için çaba göstermektedirler. Türkiye’de okulların kapanması kararı ile Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) etkin bir uzaktan eğitim sistemi kurmak için dijital eğitim platformu olarak hizmet veren Eğitim Bilişim Ağı’nın (EBA) altyapısını güçlendirmiş ve Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) ile iş birliği yapmıştır (Özer, 2020, s.1124). Mesleki ve Teknik Eğitim (MTEK) kurumları üretim ve uyum potansiyellerinden yararlanarak toplumun salgın günlerindeki taleplerini karşılamada çok büyük bir katkı sağlamıştır. Covıd-19’un yol açtığı olumsuz psikolojik etkiler ile başa çıkmak için MEB, yardım hattı ve rehberlerden oluşan bir psikososyal destek sistemi kurmuştur (Özer, 2020, s.1124). Sonuç olarak MEB, öğrencileri akademik ve sosyal açıdan destekleyen bir uzaktan eğitim sistemi kurmuş, psikososyal destek sistemini hayata geçirmiş ve MTEK kurumlarının salgın günlerinde ihtiyaç duyulan materyalleri üretmesini sağlamıştır. 

COVİD-19 Salgını ve Ekonomi Sektör

Covıd-19 salgınının en somut etkileri sosyoekonomik statü farklılaşmalarına bağlı olarak ekonomik alanda kendini göstermektedir. Bu süreç, ekonomik anlamda bütün kesimleri etkilemektedir. Bu yönüyle virüs aslında sağlık alanında olduğu kadar ekonomik olarak da bulaşıcı bir etki yaratmaktadır. Öyle ki salgın, alt gelir gruplarında gelirlerin kesilmesi ve işsiz kalma anlamında travma düzeyinde etki yaratırken; işveren veya üst gelir gruplarına ise üretim süreçlerinin yavaşlaması veya durması, kitlelerin tüketim biçimlerinin minimize hâle gelmesiyle birlikte kazançlarında ciddi anlamda bir daralma yaşatmaktadır (Karakaş, 2020, s.563). Kovid-19 salgınından öncelikli olarak etkilenecek sektörlerin başında seyahat, ulaşım, turizm, konaklama ve perakende sektörleri olacağı tahmin edilmektedir. Turizm sektöründeki daralma, dış talep kaynaklı büyümenin hizmet ayağında ciddi aksamalara neden olacaktır. Seyahat ve konaklama hizmetlerinde yaşanacak azalış ise cari açığın daha da artmasını beraberinde getirecektir. Mutlak ölümle sonuçlanan olguların yanında, hastalığa yakalanan ancak zamanla iyileşenlerin de olduğu bir süreçte yaşanan bu kitlesel panik, işverenler ve çalışanlar arasındaki iş uyumunu ve huzurunu bozmuştur (Acar, 2020, s.7-21). Bunun üzerine işverenlerin çalışanlarına esnek çalışma modellerini önermesi, izinli sayması gibi arayışlar doğrultusunda Home Office gibi farklı çalışma sistemlerini ortaya çıkarmıştır. Pandeminin etkilerini azaltıncaya ve yaşamın normale dönünceye kadar bunun devam etmesi beklenmektedir. İş alanlarındaki daralma iş huzuru, iş yöntemi ve etik ilkeleri açısından tek düze bir anlayışı ortaya çıkararak, evden kontrol ve denetim mekanizmalarının işlevselliğinin sorgulanmasını gündeme getirebilir (Üstün ve Özçiftçi, 2020, s.143). Görüldüğü üzere salgın, bütün bireyleri, grupları, sektörleri, ülke ekonomilerini ve küresel ekonomik düzeni sarsıcı etkilerle karşı karşıya bırakmaktadır. Bu bağlamda salgın, küresel ekonomik paradigmaları ciddi anlamda etkileyeceğe ve önemli değişimler yaratacağa benziyor. 

COVİD-19 Salgınını ve Sosyal Yaşam

Salgın hastalık döneminde sokağa çıkma yasağı ve karantina gibi önlemlerin alınması en başta güvencesiz ekonomik koşullarda yaşayan kişileri ve korunmaya muhtaç bireyleri etkilemektedir. Kalabalık ailelerde ve uygun olmayan konut koşullarında uzun süre evde kalmanın oluşturduğu stres ve pandemik kaygının tetiklediği psikososyal sorunlar aile içi şiddet, istismar gibi durumların artmasına neden olabilmektedir. Bu süreçte desteğe ihtiyacı olan birey ve aileler için kolay erişebilecek psikososyal yardım hatları oluşturulmalı ve risk grubu olanlar periyodik olarak izlenmelidir. Ayrıca, Yoksullar, yaşlılar, engelliler, hastalar, göçmenler gibi korunmaya ve desteğe muhtaç grupların, yaşamlarını sürdürmek ve sağlıklarını korumak için gereksinim duydukları hizmet ve kaynaklara erişimleri konusunda öncelik sağlanması gerekmektedir. 

Sonuç 

Covid-19 Pandemisinin sosyal, siyasal, ekonomik ve psikolojik yansımaları son bir yıldır yaşamımızın tamamında büyük bir etki yaratmıştır. Artan depresyon, kaygı, sağlık çalışanlarının ağır iş yükü, yalnızlık, sosyal izolasyon, damgalama ve finansal zorluklar, ekonomide değişen iş ve çalışma koşulları, kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izin, uzaktan eğitime geçilmesi, milyonlarca öğrencinin ve yüzbinlerce öğreticinin eve kapanması gibi beraberinde birçok siyasal, sosyal ve ekonomik sorunları beraberinde getirmiştir. Şu an için insanlık ile Covid-19 arasında, adeta bir tanışma evresi yaşandığını ifade etmek mümkündür. Dolayısıyla, bundan sonraki süreçte, Pandeminin nasıl bir yol izleyeceği bilinmemekle birlikte; sağlık sistemleri içerisinde, koruyucu sağlık hizmetlerine yönelik çalışmaların ve yatırımların artırılması gerektiği düşünülmelidir. Yine, geride bırakılan bu zaman dilimi göstermiştir ki insanoğlu, bundan sonraki süreçte, bugüne kadarki normallerini değiştirmeye hazır olmalıdır. Bu dönemde yapılması gereken en önemli şeylerden biri de işçileri ve işletmeleri iflastan kurtarmak için alınacak mali önlemlerdir, böylece pandemi bittiğinde hızlı bir şekilde iyileşme sürecine girilebilir. 
 
KAYNAKÇA

Acar, Yusuf. (2020). Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgını ve Turizm Faaliyetlerin Etkisi. Günce Turizm Araştırmaları Dergisi. 4 (1): 7-21. 
Karakaş, Mehmet. (2020). Covid-19 Salgınının Çok Boyutlu Sosyolojisi ve Yeni Normal Meselesi. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Dergisi. 40 (1): 541-573.
 Özer, Mahmut. (2020). Türkiye’de COVID-19 Salgını Sürecinde Millî Eğitim Bakanlığı Tarafından Atılan Politika Adımları. Kastamonu Eğitim Dergisi. 3 (28): 1124-1129. 
Üstün, Çağatay ve Özçiftçi, Seçil. (2020). COVID-19 Pandemisinin Sosyal Yaşam ve Etik Düzlem Üzerine Etkileri: Bir Değerlendirme Çalışması. Anadolu Kliniği Tıp Bilimleri Dergisi. 25 (1): 142-153. https://www.researchgate.net/publication/344041995 Erişim Tarihi: 27.12.2020 https://www.researchgate.net/publication/341878378 Erişim Tarihi: 28.12.2020 https://www.saglik.gov.tr/ Erişim Tarihi: 28.12.2020 http://www.turkailehekderg.org/makaleler/derleme/covid-19-pandemisi-saglik-calisanlari-yasatmak-mi-yasamak-m Erişim Tarihi: 28.12.2020

Yorum Gönder

Daha yeniDaha eski